Hep çocuk mudur insan yüreğinde? Düşleri denizleri aşacak kadar nemli,puslu, tahta arabası arkasında çeke çeke yürür mü yollarda? En güzel günleri henüz yaşamadıkları mıdır,yoksa çocukluk düşleri mi?
Cuma, Mayıs 30, 2008
böyleyim yine.
Perşembe, Mayıs 29, 2008
insan iLiskiLeri testi
1. Kendinizi ne zaman en iyi hissedersiniz?
(a) Sabahları
(b) Öğlenden sonra ve akşama doğru
(c) Gecenin ilerleyen saatlerinde
2. Nasıl yürürsünüz?
(a) Hızlı ve uzun adımlarla
(b) Hızlı ve kısa adımlarla
(c) Normalden yavaş ve etrafa bakınarak
(d) Yavaş ve başı eğik
(e) Çok yavaş
3. İnsanlarla konuşurken
(a) Kollarımı göğsümde katlamış olarak dururum
(b) Ellerimi sıkarım
(c) Bir veya iki elimi belime koyarım
(d) Konuştuğum insanlara dokunur veya ittiririm
(e) Kulağımla oynar, çeneme dokunur veya saçımı düzeltirim
4. Dinlenirken nasıl oturursunuz?
(a) Dizler katlanmış ve bacaklar birbirine bitişik olarak
(b) Bacaklar çaprazlanmış olarak
(c) Bacaklarımı uzatarak
(d) Bir bacağımı altıma katlayarak
5. Çok hoşunuza giden bir şey olduğunda ne yaparsınız?
(a) Büyük bir kahkaha atarım
(b) Gülerim ama fazla sesli değil
(c) Bir kerelik gülerim
(d) Sessizce gülümserim
6. Bir partiye veya sosyal etkinliğe katıldığınızda
(a) Herkes sizi fark edecek şekilde gürültülü bir giriş mi yaparsınız?
(b) Sessiz bir giriş yapıp etrafınızda tanıdığınız birilerine mi bakınırsınız?
(c) Çok sessizce girip kimsenin sizi fark etmemesine mi gayret edersiniz?
7. Çok zor bir işe dikkatinizi vermişken rahatsız ediliyorsunuz.Ne yaparsınız?
(a) Bölünmeyi memnuniyetle karşılarım
(b) Aşırı derecede rahatsız olurum
(c) Belli olmaz.Bu iki uç arasında değişken davranışlar gösteririm
8. En çok hangi rengi seversiniz?
(a) Kırmızı veya portakal rengi
(b) Siyah
(c) Sarı veya mavi
(d) Yeşil
(e) Koyu mavi veya mor
(f) Beyaz
(g) Kahverengi veya gri
9. Yatakta uyumadan önceki birkaç dakikada
(a) Sırt üstü yatıp uzanırsınız
(b) Karnınızın üstüne yatıp uzanırsınız
(c) Hafif kıvrılmış olarak yan tarafınıza yatarsınız
(d) Başınızı bir kolunuzun üzerine koyarsınız
(e) Başınızı yorganın altına kapatırsınız
10. Rüyanızda genellikle
(a) Düşersiniz
(b) Kavga eder veya tartışırsınız
(c) Birilerini veya bir şeyler ararsınız
(d) Uçar veya yüzersiniz
(e) Genelde rüya görmezsiniz
(f) Rüyalarınız daima hoştur
PUAN HESABI
1.
(a) 2(b) 4(c) 6
2.
(a) 6(b) 4(c) 7(d) 2(e) 1
3.
(a) 4(b) 2(c) 5(d) 7(e) 6
4.
(a) 4(b) 6(c) 2(d) 1
5.
(a) 6(b) 4(c) 3(d) 5(e) 2
6.
(a) 6(b) 4(c) 2
7.
(a) 6(b) 2(c) 4
8.
(a) 6(b) 7(c) 5(d) 4(e) 3(f) 2(g) 1
9.
(a) 7(b) 6(c) 4(d) 2(e) 1
10.
(a) 4(b) 2(c) 3(d) 5(e) 6(f) 1
Şimdi puanlarınızı toplayınız.
60 PUAN VE ÜZERİ:
İnsanlar sana kırılgan bir eşya muamelesi yapıyorlar. Kibirli, bencil ve aşırı baskın birisi olarak görülüyorsun. İnsanlar size hayranlık duyup sizin gibi olmak isteyebilirler ama size her zaman güvenmezler ve sizinle çok yakın ilişkide olmaktan kaçınırlar.
51 - 60 PUAN:
insanlar sizi heyecan verici, havai, düşüncesiz yapıda, doğal liderliközellikleri olan, her zaman doğru olmasa da hızlı karar veren birisi olarak tanırlar. Seni cesur, maceraperest birisi olarak tanırlar; her şeyi bir kez denemek isteyen, macera yaşamak için fırsatları kaçırmayan birisi.. Yaydığınız heyecandan dolayı insanlar sizinle ayni iş yerinde yasamaktan zevk alırlar
.41 - 50 PUAN:
İnsanlar sizi taze, canlı, çekici, eğlendirici, pratik ve daima ilginçbirisi olarak görürler; her zaman ilgi odağı olan ama çok aşırıya kaçmayacak kadar da dengeli birisi.. İnsanlar sizi ayrıca iyiliksever,düşünceli, anlayışlı ve kendilerini neşelendiren ve rahatlatan birisiolarak tanırlar.
31 - 40 PUAN:
İnsanlar sizi mantıklı, ihtiyatlı, dikkatli ve pratik birisi olarak görürler. Sizi zeki, yetenekli ve hünerli ama alçak gönüllü olarak tanırlar. Çok hızlı arkadaşlık kurmayan, ama arkadaşlarına karşı çok sadık olan ve onlardan da aynı şeyi bekleyen birisiniz.
(bu arada arkadaşlar bu testi önce kendim uyguladım,toplam 41 puan aldım:) neyse sizlerde uygulayın bakalım...
Çarşamba, Mayıs 28, 2008
annem ameliyat oluyor.
********
şimdi babam aradı ünzile,annemin ameliyatı güsel geçmiş,hatta ameliyat esnasında bayıltmamışlar annemi,o bölgeyi uyuşturmuşlar,telefonla annemlede konuştum sesi iyi geliyordu,şükür allahım,teyzemler falan hep hastanedelermiş,böyle bi durumda işyerinde olmak ne kadar sıkıştırıyor insanı tahmin edemezsin canım yaa,şimdi bende annemin yanında olmak isterdim,hernekadar elimden bişey gelmeyecekte olsa yanında olmak isterdim:( neyse ünzilem durumlar böyle şimdilik hoşçakal...
Salı, Mayıs 27, 2008
rukalden serdara uzun bi yolculuk yaptım içimde.
Pazartesi, Mayıs 26, 2008
Büyüyen Kim?
Çocukken karşımızdaki kişiyi kızdırmak için her sözünü her hareketini tekrar ederdik anımsar mısınız? Öfkeden avaz avaz bağırtana kadar da sürdürürdük bu oyunu.
Evdeki küçük hanımın peşim sıra süren taklitleri beni kızdırmaktan çok güldürüyor. Ruj sürüyorsam kesinlikle o da sürmek istiyor. Parfüm sıkıyorsam o da boynunu uzatıyor...
İşin hoş tarafı her sabah eline gazete alması ve "Ben kipat okııcam, susun" demesi.
Geçen hafta tüylü pembe sırt çantasını alıp "işe gitmek" üzere yola çıkmış. "Peki iş neresi?" diye sormuş ablası. "Gaste" demiş ablasına...
Her tavrımı hayranlıkla takip eden bu küçük insan müthiş bir sorumluluk da yüklüyor omzuma. Her sözcüğüme dikkat eder oldum. Yemek seçmiyorum, düzenimi bozmuyorum, terliğimi ayağımdan çıkarmıyorum...
Uzmanlar "Çocuk söylediğinizi değil, yaptığınızı yapar" derler hep.
Doğruymuş...
Her gece diş fırçalıyoruz beraber.
Bir gece benim ondan da çok uykum gelince "Boşver bu gece fırçalamayalım" dedim.
Birlikte yatağa yattık ve mışıl mışıl uyuduk.
Ertesi gece "Hadi dişimizi fırçalayalım" dediğimde, küçük ellerini geriye doğru savurarak "Bos vey anneee bu gece yapmaalım" diye yanıt verdi.
Ben hayretle ona bakarken babası "Yaaaaa ,gördün mü?" diyerek yanımdan geçip gitti.
Hay Allah...
Ben şimdi neye kızmalıyım?
Kendime mi, anneliğimde bir açık yakalayıp anında atış yapan babasına mı?
Şimdi her gece küçük kızımdan bir kere "Bos vey anne" duyuyorum ve sonra da onu ikna etmeye çalışıyorum...
Onun herhangi bir faaliyete geçmesi için önce benim uygulamam gerekiyor.
İnsan bir çocuk yetiştirirken galiba önce kendini temize çekiyor.
Yaşamımızın ne çok karalamayla dolu olduğunu görüyorum böylelikle.
Belki de anne babalarımızın bizlere bu kadar çok müdahale etmelerinin sebebi, temize çekilmiş o hayatta hata payını sıfıra indirip özet bir başarıya götürme telaşıydı...
Ertelenmiş, boş verilmiş, hakkı yenmiş öyle çok şey var ki...
İnsan ancak kendi çocuğu için tasarladığı hayata, kendi ömründen bir şeyler vermek istediğinde fark edebiliyor...
Farkındasınız değil mi?
Çocuk büyürken annesini de büyütüyor!
Pazar, Mayıs 25, 2008
malatya yolcusu kalmasın.
Cumartesi, Mayıs 24, 2008
hoşgeldin cici leptop.
arkadan güsel ama dimi:)))
Cuma, Mayıs 23, 2008
Perşembe, Mayıs 22, 2008
arkadaşlarımı özledim ben.
Çarşamba, Mayıs 21, 2008
Salı, Mayıs 20, 2008
yapamayıp edemediklerim.
(yukardaki resmi bi blog sayfasından alıntıladım ama maalesef adını hatırlayamadım şimdi blogun çok şirin ve rengarenk bi resim doğrusu)
Pazartesi, Mayıs 19, 2008
O benim karaciğerim değil!
Geceleri yanımda yatan meleğe bakıyorum. Sanki yatağa çizilmiş gibi. Sonra dualarım başlıyor tabi...
Sağlığı için, geleceği için...
Şimdi bir de kreşe başladı. Artık kendine ait özel bir dünyası var. Arkadaşları, öğretmenleri, arkadaşlarının aileleri...
Bir sabah onu okula hazırlarken "sen ne yapacaksın ben gidince?" diye sordu.
"İşe gideceğim" dedim ben de.
"Mina, anneler işe gitmez, gazeteye gitmez dedi. Sen neden gidiyorsun?" dedi.
Buyurun bakalım.
Ertesi gün öğretmeniyle konuşurken küçük kızımın bana anlattıklarını aktardım. Çok şaşırdı. "Ama Mina'nın annesi de çalışıyor" dedi.
Kızımın en sevdiği arkadaş listesinin ilk ismi dünyalar güzeli Mina ile kızımı seyrettim camın ardından. Ellerindeki bebeklerle küçük iki insan bıcır bıcır sohbet ediyorlardı. Kadın kısmı böyle işte, muhabbete düşkünlüğü bu yaşta başlıyor.
Okuldan çıkıp arabaya bindiğimde neden böyle bir şey söyledi diye düşündüm. (Sanırım hayatımın sonuna kadar neden böyle söyledi diye düşünüp duracağım)
Sonra konuşmayı daha geçen yıl öğrenmiş olan bir insanın bir sohbeti ne kadar sağlıklı devam ettirebileceğinden şüpheye düştüğüm gibi bana aktarırken ne kadar başarılı olabileceğinden de emin olamadım.
Öyle ya, acaba ne konuşuyorlardı?
Acaba şöyle bir diyalog muydu?
"Mina senin annen kız mı?" (Bunu herkese soruyor çünkü. Sen kızsın değil mi anne, babam erkek değil mi anne, Hilal teyzem de kız değil mi anne?)
Mina olasılıkla şu yanıtı veriyor:
"Evet, herkesin annesi kız olur"
Benimki annesi gibi konuşmayı seven bir dişi olarak devam ediyor:
"Senin annen gazeteye gidiyor mu?"
Doğal olarak Mina "Anneler gazeteye gitmez" diyor. Benim güzel kızım için yeterli bir yanıt!
Bu arada okulun ilk günleri sıklıkla Cem'i dinliyorduk. Sonra "Ege aşkım" aldı sırayı. Bugünlerde ise Mehmet'ten bahsediyor.
Mehmet bir büyük sınıfta. Dört yaş grubunda. Serviste beraberler. Tabi okul ile ev arası iki kilometre bile değil ama Lal mümkün olduğunca sosyalleşsin diyerek tıpkı masal kitabımızın kahramanı Paki gibi servise bindiriyoruz. Kızım onu okula götürecek servis arabasını gördüğünde müthiş heyecanlanıyor.
Ve ben bu minik insanın her tepkisine bayılıyorum.
O, uzun saçlı, her sabah etek giymek isteyen, süsüne düşkün bir küçük kız.
Annesine her yeni gün yepyeni şeyler öğreten ve vaad eden bir insan...
İstediğini anlatıyor, sorduğum sorulara isterse yanıt veriyor.
Giderek gizemli ve karışık olma ihtimali beni ürkütmüyor desem yalan olur.
Geçtiğimiz günlerde Dr. Erdal Atabek'in "Başarılı İnsan Başarılı Yaşam" dizisinin birinci kitabı olan "Başarı adım adım"ı okumaya başladım. Bir çocuğun diliyle anlatılan gelişim ve büyüme sürecini bir de bu gözle okumak öyle rahatlatıcıydı ki...
Galiba kucağımıza verdikleri ilk andan itibaren bütün çabamız "o"nunla bir iletişim kurabilmek.
Onu anlayabilmek.
Onunla "birlikte" kalabilmek.
Ama artık çok iyi anlıyorum; o benden bağımsız bir kişi. Bunu bir şekilde kabul edeceğim. Zor olacak ama kabul etmek zorundayım. Üstelik hemen!
Yaşamım boyunca (anne olana kadar) annemin beni karaciğeri sanmasından şikayet ettim. Ondan bağımsız bir kişi olduğumu anlaması için didindim durdum. Meğer bunu anlayabilmek ne zormuş...
Sevgili anneler, birbirimize yapabileceğimiz en büyük iyiliğin yavrularımızın "birey" olduğunu birbirimize, kendimize ve ona gecikmeden hatırlatmak olduğunu düşünüyorum. Değil mi?
İclal Aydın
Pazar, Mayıs 18, 2008
Cumartesi, Mayıs 17, 2008
pestilim çıktı bügün yorgunluktan diyebilirim.
bu sabah 06:30 gibi kalkıp camları sildim ünzilecim.evet sende şaşırdın dimi eşim gibi:)haklısınız aslında işe başlayana kadar biras sallanırım tembellik ederim yani,bi başlasam sonunu getirene kadar güzelce hallederim ama,aslında birasda bilerek bikaç haftadır salladım bu cam silme işini ben,çünkü bizim evin karşısına yeni bi bina yaptılar ve dış sıvasından habire bizim camlara harçlar sıçradı ve ben silersem şimdi yine aynısı olacak diye biras da onların işlerini bitirmelerini bekledim ,perdeleri yarın yıkarım diyip hiç çıkarmadım yetiştiremedim çünkü,öğleden sonra iş çıkışı yürümedim eşim arabayla aldı beni,aman çok iyi oldu valla çok yorulmuştum zati,onun arkadaşınnın bi düğünü vardı yemekli,hiiiç canım gitmek istemedi ve annemlere bıraktırdım kendimi dinlenirim biras ümidiyle,ordada öğrendim ki yemeğe annemlerin hacı arkadaşları eşiyle beraber geleceklermiş akşama,velhasıl annemin ellerinde yorulduğunda bir uyuşma olduğuna o işlerde bana kaldı,yimekleri yap sofrayı hazırla çay meyva sohbet...derken öylede geçti akşam işte,iyi insanlar ama gördüğüm kadarıyla,akşama doğru eşim telefon etti ayşe ablamın(ortanca görümcemin)doğum yaptığını haber verdi,oğlu oldu sağlıklıymış şükür tosun parçası:)4,750 gram doğmuş heralde,maaşallah diyelim neyse halil ibrahim olacak inş. adı,akşama yorgunluktan nerde nasıl uyuya kalmışım pervini yatırdıktan sonra hiç haberim yok gerçektende yorucu bi gündü,,
Cuma, Mayıs 16, 2008
eşim,biricik sevgilim.
çoğu zaman burnunun dikine benim dediğim olsuncu cümlelerine kızıyorda olsam,yada eşim kırılırmı demeden kurduğun cümlelere...ama yinede çoook seviyorum seni be adam,Allah seni başımızdan eksik etmesin inş....
Perşembe, Mayıs 15, 2008
neden hiçbişeyi beceremiyoruz çoğu zaman?
Biz gerçekten garip bir millet olduk, herkesin özendiği bir milletken herkesin garipsediği bir millet...Bir maç kazanırız; sevinelim derken sağa sola ateş eder masum insanları öldürürüz...Dolmuşta lahmacun yeriz, rahatsız olup da uyaran kişiyi bıçaklar öldürürüz...Şampiyon oluruz, sevinelim derken hayvanlara eziyet ederiz...Ve daha niceleri...Sevmeyi zaten bilmiyorduk, sevilmeyi de;Şimdi sevinmenin de suyunu çıkardık...İlginç milletiz vesselam..."
(nevbaharın sayfasında okudum alıntıladım,oda sanırım bi başka arkadaştan atasagundan alıntılamış,neticede ne doğru bi tesbit ama dimi)
vakıf gureba hastanesinde üç saat...
Çarşamba, Mayıs 14, 2008
dün akşamdan.
dün misafirler vardı evde,eşimin arkadaşları ama yalnızdılar eşleri yoktu patates salatası,peynirli su böreği ve sütlü irmik tatlısıydı menü,biliyormusun ünzile nekadar samimiyetle elinden gelenin fazlasını yapsanda karşındakinin algıladığı kadar takdire layıksın çoğu zaman,yani birine içinden gelip en sevdiği yemeği hazırlıyosun akşama kadar uğraşıpta mesela,ve istediğin sadece bi gülümseme teşekkür,karşılığında verilen cevapsa"yapacaksın tabi görevin"gibi bi cümle,ne hissedersin böyle bi söze muhatap olsan ,yok bende olmadım şükür böylesi bi cümleyle muhatap,ama akşam bi hareketime kızdı eşim ve tüm yaptıklarımın üstüne bi çizik atıp sıfırladı herşeyi,çok kırıldım yine ona çok,hakkınıda yemiyim çok yardımcı olmaya çalışıyo bana ev işlerinde sağolsun,mesela çamaşır serer,toplar,bazen surat yapsada yetiştirip yapamadığım işler için,her iş gelir elinden vede yapmak isteyince yapar,ama dediğim gibi çoğu zaman dile getirmesede benim dediğim olsuncu vede inatçı hemde çook....kırgınlığımız uzun sürmedi şükür ki bu sefer, en çok sesimizi yükseltmeden sessizce dolaşmamızı seviyorum böyle küs zamanlarda:)
Salı, Mayıs 13, 2008
evliliğe ve bana dair.
Pazartesi, Mayıs 12, 2008
"Mavi gözlü dev,minnacık kadın ve hanımellerri"
Pazar, Mayıs 11, 2008
soru şu: bu kuşlardan hangisi özgür?
Cumartesi, Mayıs 10, 2008
bir ayrılık resmi bu anlatılan.
Cuma, Mayıs 09, 2008
bugünün payına da bu söz düştü.
Perşembe, Mayıs 08, 2008
Çarşamba, Mayıs 07, 2008
yüzyıllar öncesinden gelen düşünmelik bi yazı.
Salı, Mayıs 06, 2008
güzellik uykusu...
Pazartesi, Mayıs 05, 2008
kayınvalidemin ameliyat günü.
Pazar, Mayıs 04, 2008
Güncellenmemiş Hayat Bilgisi Dersleri(TARIK TUFAN)
Cumartesi, Mayıs 03, 2008
eşimden,
seni çok seviyorum canım eşim,allah seni başımızdan eksik etmesin inş.,yüreğimin yarısı sırdaşım benim...iyiki varsın ve çok şükür benim eşimsin,
...neyin hayalini kurdumsa fazlasını buldum sende,
ne zaman ellerine uzansa ellerim,bir avuç yıldız kayar gönlümden sana,
gökte ararken yerde bulduğumsun,
sevdiğim,ne demeli sana nasıl demeli...
iki gözüm,hüznümün ortağı,ömrümün yarısı,sırdaşım,eşim,
iyiki varsın...
(bu arada aslıyla ilgili kurduğum kıskançlık ve kuruntularım geçti şükür ünzile,çünkü aslı işten ayrılmış,neden bilmiyorum ama birden öyle bi karar almış,hayırlısı diyim dimi ama...)
Cuma, Mayıs 02, 2008
netteki arkadaşlar ve hayata dair...
Perşembe, Mayıs 01, 2008
bir mayıs...
Gidalarin renklerinin dili!
Renkler sadece yiyecekleri hos gostermez. Renklerine gore ozel besleyicilikleri vardir. Iste renklerine gore gidalarin yararlari... Unutulmamasi gereken ise, bir yiyecegin rengi daha koyuysa daha fazla besleyici oldugu...
KirmiziKirmizi renkli yiyecekler likopen bakimindan zengin ve anser riskini azaltiyor. Kirmizi renkli yiyeceklerin basinda domates, karpuz, pembe greyfurt sayilabilir.
Mora yakin yiyecekler de, ayni ozellige sahiptir. Uzum, bogurtlen, ahududu ve kirmizi elma bu tur yiyeceklerin basinda gelir.
Portakal sarisiBu tur yiyecekler alfa ve beta keroten iceriyor, kanserin yayilmasini onyeici ve hucreleri yenileyici.. . Havuc, mango, kis meyveleri ve tatli patates.
Sari ve portakal sarisi Bu tur yiyecekler basta C vitamini olmak uzere hucreleri koruyor ve beta-kriptoksin gibi bir cok bagisIklikla ilgili mineraller iceriyor. Portakal, yesil fasulye ve avakado bu grupta aniliyor.
Sari ve yesil Bu tur yiyecekler lutein, keraten iceriyor ve goz sagligi icin yararli.Ispanak ve diger yesil sebzeler, taze misir, yesil fasulye, taze baklagiller ve avakado bu tur yiyeceklere ornek.
YesilYesil renkli yiyecekler ise, genlerin bozulmasini engelliyor, kemik kanserine ve diger kanserlere karsi onleyici ozellik tasiyor. Brokoli, bruksel lahanasi, karnibahar, lahana bu tur besinlerin basinda geliyor.
Beyaz/YesilBu tur yiyecekler hucrelerin ince zarini koruyor. Sogan, sarimsak, kereviz, armut bu grupta yer aliyor.