Pazartesi, Nisan 25, 2011

bu bende ki ne ola ki..

günlerden pazartesi,
bir insan haftanın daha başında bu kadar mı yorgun olur?
_evet,sanırım,
bu sabah çok yorgunum ruhtan yana..
yorgunum,kırgınım,canım sıkkın,karman çormanım,tuhaf kelimesinin tamda cuk diye oturduğu bir tabir üzereyim,
ilginç olansa;
şimdi etrafımdaki insanlara benim böylesi bir ruh haliyeti içinde olduğumu söylesen inanacak kimseyide bulamayabilirsin iyimi..
pürüzsüz bi gülümseyişin ardında çünkü tüm hissedilenler bende,
ne garip bi ironi değil mi? ne dersin..
doluya koysan almıyor,boşa koysan dolmuyor demiş vakti zamanın birinde ikimizin de atası olan zati muhterem..
bunca yıl sonra bile haklı çıkışı,çok ileri görüşlü biri olduğunu düşündürdü birden bana şimdi şöyle bi bakınca..
***
bazen dünya numunelerinden cömertçe tatmışımın heyecanı ve kalp çarpıntısı,
bazı anlardaysa,yalnızlığa büyük bi iştah kabartıp uzaklara gitmeyi isteyen bir can bende ki..
kendimden uzaklaşıp bi parça geriye baktığımdaysa tek görebildiğim uçup giden ömrümün bir bahar kelebeği gibi gözlerinde taşıdığı hüzün ve pişmanlıklar..
her geçen gün biraz daha çoğalıyor hesabı verilecek anlar.. Ah o çetin hesap günü,yine çöktün içime olanca ağırlığınla,Rabbim ellerimi bırakma ki kaybolup gitmeyeyim sevdiklerinin arasından..
***
özledim arkadaşım geride kalan ne varsa,ve hasretim isteyipte yapamadıklarıma,
büyük bi heyecanla aldığı bir külah dondurmadan bikez dahi ısıramadan yere düşürmüş çocuk gibi şaşkınım,üzgünüm,ve bende ağlasam avazım çıktığı kadar,ona sussun diye yeni dondurma alanlar beni de bi parça görmezlermi..