Salı, Nisan 03, 2012

birşeyler demeliyim.

yarın diye diye ertelediğim ve hiç söyleyemeyişlerimde saklı  hissedilenler...
ertelemek..
ertelenmek...
yok bişey deyip deyip,var birşey diyememek..
kolon ve kirişleri çatlamış,ha yıkılıdı yıkılacak bir evin duvarlarını sıvayıp,çatlakları kapamak ve üstüne somon rengi boya badana çekip fahiş bir fiyata satışa çıkarıp alıcısını beklemek gibi...
ne kadar da yakışır somon rengi duvara pembe koltuklar,katıksız pembe hayaller gibi..
üzgünüm sevgili parmaklarım,
bu kadar karamsar cümleler yazmaya zorladığım için sizleri,
bu günlük böyle
ve dünlük,belki biraz da yarınlık..
iyi şeyler olmuyor da değil hayatım da..
iyi den öte süper şeyler bile var yazılmaya dair,
ama bu karamsarlık elimi ayağımı bağladı sanki son birkaç aydır,
toz pembelerimin kaybolan pembesinin derdine düştüm sanki,
oysa ben sevdiğinden duyduğu bir çift söze tav olan,yüreği kıpır atan biriydim bir zamanlar..
okuduğum masallardan güzel hayallerim vardı içinde atı olmasada prensin ziyaret ettiği,
her neyse..
yarın..
dostum dedimya yarın yazarım belki..
çünkü öyle bi çırpıda çıkmıyor yüreğe saplanmış onca hayalkırıklığı dikenleri,
tek tek,yavaşça ve de sabırla çıkarmak gerek...

Hiç yorum yok: