Pazar, Mayıs 30, 2010

üç yılın ardından gelen cumartesi.

en son pervine hamileyken gidip geldiğim süleymaniye kadın doğum hastanesinin vesilesiyle görebildiğim beyazıt,eminönü,sultanahmet civarlarını üç yılın ardından görmek kısmet oldu efendim.şunu da belirteyim ki onca geçen zamana rağmen aynılıklarını yitirmemiş şeylerse bikez daha mutlu etti beni.sultaahmet kalabalığında yorulabilmeyi severim ben eskiden beri,aynı yorgunluğu birde istiklal caddesinde yaşayabiliyorum bu arada :)bir nefes mola veripte duvar dibine bi gölgeyede konuverdiysen kalabalıktan sıyrılıverip,senden kralı yok işte o an..bizde eşimle aşağı yukarı bunları yaptık diyebilirim :)
cumartesi iki gibi işten eşim beni aldı ve annemin pervinide gittiği mevlüte götürmesininde verdiği fırsatçılıkla,kendimizi bu sıcacık istanbul mayısın da,eminönü yarımadasına attık efendim nihayet..(artık bu beni bi üç sene daha idare eder,idareli kullanıyim dimi:P
park problemini,otoparklarda park ücreti dedikleri şeyle fahiş kazançlarını,ve kalabalık yerlerin pahalılığınıda görmemek lazım bu günün hatrınada,neyse..
eşimle bim den tatlı alıp bir gölgeliğe oturuverdikki sormayın,manzarada sultaahmet,ayasofya,ve o müthiş kalabalık,bir muhabbet ettikki evlendik evleneli birbirimize bukadar uzun vakit ayırabilmişmiydik acaba,hayat koşturmacası içinde,doğrusu hatırlayamadım şimdi onuda..
eve doğru dönerken fatih ali emiri kültür merkezindeki bediüzzamanla ilgili sergiye uğradık,orasıda çok güzeldi,fakat gezmekten şişen ve ağrıyan ayaklarımın azizliğiyle eve zor attım kendimi ben deniz..
geriyeyse mutluluktan ağzı kulaklarına varmış,yüzü güneş gibi parlayan,içi enerjiyle dolmuş zatı muhteremin bu yazısı kaldı ^-^

Hiç yorum yok: