Perşembe, Mart 11, 2010

bir,iki..güney kore aşığı kalmasın...

uzun zamandır içimde yaşadığım bir aşkı itiraf etmenin zamanı geldi diye düşünüyorum,yakınımda olanlar yada kenarda köşede bahsettiğim zamanlardaki yazılarımı okuyanlar bilirler,ama hiç uzun uzun yazıpta bir konu başlığı altında dile getirmemiştim sanırım bu duygularımı.
evet ben kelimenin tam ifadesiyle bir güney kore aşığıyım arkadaşlar :)
çocukluk ve ergenlik yıllarımdan kalma bir asya insanı sempatizanlığım hep olmuştur aslında benim,ama bu korelileri tanıyınca içimdeki tüm taşlar yerine oturdu diyebilirim,sanki yurtdışında doğup büyüyen ve ailesi türkiyede olan hani böyle hasretle buradaki sevdiklerine kavuşmayı bekleyen gurbetçi güsel insanlar vardırya,işte öyle bi duygu benimde içimde yer bulan,artık kaç kuşak ötesindendir bilemem ama kesin bir bağım var benim bu şirin insanlarla diye düşünüyorum,sempatiden öte,akrabalık sıcaklığı duyuyorum bunlara ben:)
kültürleriyle yaşayışlarıyla,sıcakkanlılıklarıyla,okadar bize benzeyen yönleri varki bunların,
aslında bi o kadarda ayrı yönlerimiz,maalesef,din noktasında çok karışık bir toplum,müslümanlar az sayıda,bilirsiniz yakın geçmişimizdeki kore savaşında oraya giden müslüman türklerin vesilesiyle tanışmış bi çoğu islamla,başkentleri seoul de büyük bir cami bile var,inş. rabbim sayılarını çoğaltsın diyorum,
birde yemek kültürümüz apayrı diyebilirim,harbi insancıklar denizden babam çıksa yerim abi söyleminin muhatabılar sonuna kadar,balık dışında ömrünüzde görmediğiniz çeşitli canlıları,solucanımsı kabuklu kabuksuz deniz hayvanlarını,yosunları vb..Allah ne verdiyse yani,en önemlisiyse tatlı olayı pek yok hayatlarında,yani ayna programı geçenlerde g.kore belgeslinde şöyle bişey demişti,bir dilim baklavayı bile bir koreli bitiremeyebilir,neyse,en çok yedikleri malumunuz pilav,onuda yağsız tuzsuz yiyolar,bide noodle dedikleri eriştemsi bizde yeriz heral dediklerimizden(ama dikkat edin bir rivayete göre noodlenin içinde ahtapot bacağı parçalarıda olabiliyomuş,bigün önünüze koyarlarsa kuzu eti niyetine götürmeyin ööle löp löp ahtapotun bacaklarını,midemiz alışık diil bizim onlar gibi,korelilerle aşık atmaya gelmez bi konu bu :)
yauw ne yazsam bilmiyorum,şimdi o kadar çok şey varki aklımı meşgul eden güney kore diyince,bigün inş. ziyaret etmek istiyorum orayı,ve hatta keşke orada yaşıyor olsam bile diyorum ara sıra:P neyse işte bizden vize istemiyolar ve tek uçuşla aktarmasız direk seoul'e kadar uçak var,10 saatlik bir uçuşla oradasınız,aramızdaki yedi saatlik zaman farkınıda unutmayım aklıma gelmişken.korece öğrenmeye alfabelerinden başladım ilkin ben,zor gibi görünsede,çok zevkli,
evde uydudan çeken iki kore kanalı var,arda tv başına oturursam başka kanal açmıyorum,gerçi biri ingilizce yayın yapıyo,ama olsun,pervin bile alıştı artık,anne bunlar koyecemi konuşuyolar,büyüyünce bende konuşcam anne diyo geçenlerde :) sbs,kbc,mbc kanallarını istiyorum aslında ama sanırım bir üçüncü çanak anten lazımmış onlar için,şimdilik dozu fazla kaçırıp eşimi deli etmek istemiyorum :)
bide bu kulak dolgunluğu meselesi varya hani,işte geçenlerde işyerinde az daha telefonu alo buyrun yerine,yobuseeyo diye açmama ramak kalmıştı:)daha çok şey var bu hissettiklerim için,ama şimdlik yeter sanırım,öğle yemeğine çıkmalıyım(pab magossooyo :)

"나는 한국 사랑 (güney koreyi seviyorum)"

1 yorum:

tugbatugba dedi ki...

ayy canım benım yaaa benım hissettiklerimin hepsi bu işte... kopy yapıp blogumama koysam ne etsem...
ben de seviyorummm korelileriiiii bir arkadaş felanmı edinsek oradan yaaaa

yazalım mı gazeteye bize unni olabilecek koreli unniler aranıyorrrrrr :PPPP