Cumartesi, Ekim 17, 2009

hadi arkanıza yaslanıp okuyun:)

Bir kısırdöngünün içindeyiz hepimiz, gerekliliklerimiz var. Koşturmamız lazım, yetişmemiz şart! Her yeni güne biraz daha yorgun başlamaktan yorgunuz. Oysa şu yüreği dinlendirip, işleri düzene koymak lazım ki, aşka vakit kalsın!
İşle özel hayat arasında sıkışıp kalıyor yaşam dediğimiz. Hele büyük şehirlerde ne kadar zaman harcıyoruz boş yere, bir hesaplasak, birden toplayıp bavulu gitmek gelir içimizden. Yüzleşmemeyi tercih ediyoruz. Öyle ya, trafikte geçen zamanı toplasak, ömrün çeyreği gibi; akıllı adam işimi iki koca saati köprünün üstünde geçirmek?
Vazgeçemiyorsak, çözüm üretelim derdindeyim. Bütün hepsi aşk için, yeter ki aşka zaman kalsın. Uykumuzdan ne kadar fedakarlık edebilirsek, güzel bir gece geçiririz mesela sevdiğimizle? Bir filmi sonuna kadar izleyemeyecek kadar yorgun döndüğümüz iş günlerinde, göz kapaklarını açık tutmak için neye ihtiyaç var?
Gün içinde gereksizce yaptığımız konuşmalardan sıkılıp, akşam sevgilimizle sohbete girişemiyorsak, kaç telefon konuşmasını kaldırabiliriz hayatımızdan? Fast-food yaşama geçtik, öğlen saatlerinde restoranlarda geçen biletlerimiz var, önümüze yemek gelmesine alıştığımız için mi unuttuk, ellerine sağlık demeyi?

Bütün gün yaramaz çocuğumuzun peşinden koşmaktan bıktığımız için mi, akşam eve gelen eşimizin şımarıklık yapmasına tahammülümüz yok? Belki de kendimizi şımartmayı unutmuşuzdur. Biraz hatırlasak da aşka vakit kalsa, olmaz mı?
Aile baskısından bunaldığımız için mi, gencecik ruhlarımız herkese karşı isyankar? Ondan mı bu kadar kısa sürüyor gençlik aşkları? İkisini birbirinden ayırabilsek de aşka daha dingin bir şans tanısak olmaz mı? Aslında kimseye değil de kendimize mi kızgınız?
Daha önce çok yıkıldığımız için mi, şimdi korkuyoruz sevdalanmaktan? Kimse bizi aptal yerine koyamasın diye mi bu kadar duvarımız var? Yorulmadan bir daha denesek, eski hatalardan aldığımız dersleri cebimize koyup yola devam edecek gücü bulsak, olmaz mı? Kadın olduğumuzu hatırlatsak her sabah aynada kendimize ve sevilmeye ne kadar layık olduğumuzu, güçlü kadın imajımızı eve gelince çıkarıp atsak da, aşka yer açsak, olmaz mı?
Bugün beyaz bir sayfa açarak, hayatımızda aksayan yerleri bulsak, düzeltmek için çözüm arasak, kendimizi geliştirip değiştirsek, imkansız dediğimiz şeyleri listeleyip üstüne gitsek, başka konularda gösterdiğimiz hırsı aşkta göstersek ve biraz daha vakit ayırsak aşka olmaz mı?
Zaman hızla akıp gidiyor. Dertlerimiz, ödenecek faturalarımız, sorumluluklarımız var, biliyorum ama hadi biraz yavaşlayalım. Her gün aynı süratle geçiyor nasılsa ve değişmiyor dünyanın dönüşü. Biz varken de, yokken de devam ediyor sıkıntılar. Ama biraz yer açsak aşka, şu koca evren daha keyifle yaşanabilir olmaz mı?

__._,_.___

Hiç yorum yok: