Salı, Şubat 01, 2011

kendime tahammülü öğrendim.

Dün sabaha karşı kendimle buluştum,
Ben hep kendime çıkan bir yokuştum.
Yokuşun başında bir düşman vardı,
onu vurmaya gittim ;
Kendimle vuruştum..

|||||||||||||||||||

üzerime yapışmış bir yalnızlıkla yaşayıp gidiyorum son birkaç aydır,bu yüzden yıl sonunu kaçırdım muhasebe için ve iyi dilekler dilemekte gelmedi kendime,yılın başınıda kaçırınca..
anlamsız değilim ama ağzımda anlama hasret biraraya gelmeyi isteyen sevgi kırığı cümlelerim dolu,yazasım var ellerim varmıyor,dost omuzu olsa hani şuracıkta bi ağlayıversem içim dışım akça pakça belki iyi olurdum gibi,aslında kötüde değilim,ama dediğim gibi öyle böyle işte..
zaman hayatımdan çalarken en değerli anlarımı sessizce izliyorum her zamanki kadar yarım yarım yaşayarak kenarıdan,
eşimi özlüyorum,kızımı özlüyorum,yapmayı hayal edipte bi türlü yapamadığım onca şeyi özlüyorum,çılgın düşüncelerimin kahkahalarının sesi çınlıyor kulaklarımda,bense bi tebessümle geçiştiriyorum yine olanca kurnazlığımla isteklerimi..
özlüyorum içimde biyerlerde korkakça bekleyen samimiyetimi,ve sabırsızca ümit ediyorum kilometrelerce ötelerden hayatıma teğet bile geçmeyenlerin cümlelerini,ah şu beklentiler oyuyorlar insanın gülen bakışlarının gözbebeklerini her geçen saniyede sanki,ve herşeyin üstüne,blendırdan çekilip,kıyılmış heyecanlarım,ve benim adamı sinir üstüne sinir eden rahat pervasızlığım..
bir üçüncü bakışla baktığımda yazdıklarıma az buçuk sinirlenmişlik havası sezdim sanki kendimde,ama sorsamda cevaplamazki bu mübarek içimdeki,hep atarda atar içine kendi kendine nasıl başa çıkıyor bazen hayret bile etmiyor değilim,herneyse,onada eywallah..
belki ilk adımı attığım tüm merhabalarım yüzünde korkusuzca bi gülümseme bulduklarımadır,ama onlarda bıraktılar bi kere bile tutmadıkları ellerimi,bi izde gülen yüzlerden hatıra kaldı bana iyimi..
derin bi nefes aldım şimdi,ve nefes alınca farkettimki hala hayattayım..
işyerinde odamdayım şimdi,telefonum çalmıyor,e-maillerime baktım sadece spam postalar,galiba günün bu saatinde tamda yapayalnızım,bi başımayım(aslında yalnızlık dediğim şey beden yalnızlığı değil,sevgi yoksunluğu bende,delice sevilmeye ihtiyazım var,sırılsıklam bi aşka,dudaklarım acıyana kadar gülmeye,bıkkınlık derecesindeki sarılmalara,başımı kaldırdığımda beni seyreden bakışlara,suskunda olsa sırılsıklamda olsa heyecanlara..
bu rutin hissizlik,heyecansızlık belimi büken,acaba herşey yaşlanırken bedenim dahi gençliğini yitirmişken açgözlülükle çokmu şey istemekteyim..
işte böylece yürüyorum hayatta,
ve Rabbe şükürler olsun verdikleri için,asla şikayet değil şu yukarda yazdıklarım sadece içime yerleştirdiği duygu kefelerimin boşluğunun normal olup olmadığını sormaktı kendime bir an olsun..
neyse..

Hiç yorum yok: