Perşembe, Mayıs 14, 2009

ruhumdan damıtılan düşünce kırıntıları.

--blog sayfamda yenilediğim tema gibiyim son günlerde,her telden çalan bi düşünce fırtınası içinde yoğunlaşamıyorum hiçbişeye,sade ve tek bi renk olmayı beceremiyorum,her sabah uyandığımda sanki başımın içinde bütün gece cihan harbi yaşanmış havası,bi yorgunluk ki sorma gitsin,evet bügün daha bi farkettim ki ben kendimi çok yoruyorum.
--hayata kenarından kıyısından dalıp çıkıyorum kim sorarsa,ama sanmaki öyle dibe kadar harika keşif dalışları,yüzeysel yüzme denemeleri işte benimkisi.
daha açık yazacak olursam;yüzmeyi bilmeyen kumsalda oturmuş birinin,denizin içinde balık gibi özgürce dolananlara özenip,kenardan kenardan ayaklarını suya sokma cesareti göstermesi gibi bu bendeki hayata karşı hal.oysa kimsenin bilmediği büyük bi gerçeği biliyorum kendime dair,"Ben Yüzme Bilmiyorum".yani boğulurmuyum,alabora olurmuyum,nefessizmi kalırım gibi soruların muhatabı olarak kendimi,yüzmeyi öğrenme cesaretinden yoksun bırakıyorum,ve hayat boyu hep kumsalda elindeki ikibuçuk litrelik pet şişeye deniz suyu doldurup kumların üzerinde ayaklarını kurudukça ıslatarak geçiren adam gibiyim içimde,koca deniz dururken.işte pet şişeye sıkıştırılmış bir avuç sudan denizi tarif etmeye benziyor aslında bu bendeki hayatla ilgili kurmaya teşebbüs ettiğim cümleler..
--ayna ayna söyle bana ben çok .......?(bu birbirini takip eden noktalar silsilesini benim için doldurabilirmi birileri lütfen.çünkü beni en çok şaşırtanın ben olduğumu farkettiğimden bu yana ben çok nasılım,neyim,ve nelere çok çok gönül koyarım karar veremiyorum da.
--para var huzur var diyorlarya hani,geçen gün maskoda çok beğendiğim kanepe için 1300 lira peşin fiyatı dediklerinde nerdeyse inanacaktım ,kanepeye baka baka dükkandan çıkarken bu cümleye,oysa huzur paranın uzak göbekten bile akrabası olamazdı benim düşüncelerimde,ve işte o an teşekkür ettim dünyanın içindekilerin hep oyalanmaca olduğunu bana hatırlatana.
--son günlerde ayrıntılar çengelli iğneyle tutturulmuş gibi üzerime.
--birde,teknlojiden ve ayrıntılardan uzak bi yer var mı bildiğin,benim dünyamda yanına alıp götüreceğin üç şey ne olurdu diye hayal edip bikaç günlüğüne gidebileceğim bir ada bile kalmadı yeryüzünde,bu arada eskiden bu soruyu sorduklarından beri bana,hala bi fikrim yoktur cevabına dair,üç şey ne olabilirki acaba,yada eskiden gidebileceğimiz masuscuktan adalarımız varken sen ne götürüyordun yanında üç şey,merak ettim doğrusu..
--aslında demem o ki,evdeki balıklar öldü,ve bu olay çok etkiledi beni,yani gözlerini dikip bakıştığın o minicik ağzıyla kursağını doyurma telaşına şahit olduğun,güsel balıkların,sevdiğin,gönül verdiğin herkes gidiyorlar birer birer,avuçlarında sana kalansa üzerlerine bir avuç toprak atarken,bigün seninde gideceğin gerçeğini sessizce kendine tembihlemek.
--gidenlerden biri olan ananem bigün demiştiki,düyna(dünya)yalan değil evladım,insanlar yalan.(canım ananem sana nasıl yalan derim ben hala yanaklarımda sıcaklığı durur o öpüşlerinin,,
--(Allah rahmeti ve merhametiyle muamele etsin tüm gidenlere,ve bizede,kıyamette kabe gölgesinde buluşmak duasıyla inş...

Hiç yorum yok: