hayatımdaki bikaç tane anlamayı beceremediğim halden biridir,kolaylıkla karşısındakine "hayır" diyebilen insanların durumu.yani çok eskilere hatta ilkokul hatıralarıma bile geri döndüğümde böyle süregelmiş bir davranış var üzerime yapışıp kalmış olan sanki(kimseye hayır diyememe gibi),gerçi hamdolsun şimdilerde bir arpa boyu olsun yol alabildiğimi düşünüyorum çabalamalarım neticesinde,
mesela ilkokul 4 ve 5. sınıftayken başarılı ama sesi çıkmayan,biras utangaç,kendi içinde geldiği okula uyum problemi yaşayan biras silik bi çocuktum diyebilirim,böyle olmamda elbetteki biçok insanın sorumluluğu vardı,ama bunlardan şimdi bahsetmeyeceğim çünkü çözüm adına geç kalınmış bir zamanda kaldılar,,
hayatımda okul kavramından en nefret ettiğim yıllardır ilkokul 4-5.sınıflar.birbirlerinin teyze kızı olan aysun ve özgenin yanına yerleştirmişti öğretmenim,iki sene boyunca sayısını unuttuğum çoklukta ağlatmışlardır beni,belki hala kocaman kadın olmama rağmen o davranışları anımsatan bir olay yaşasam hala ağlarım,evet evet kendimi 10 yaşımda,onlara hayır diyemeyipte beni üzdükleri günlerin acılarını bikez daha yaşarım bu günde,artık büyüdüm desemde kendime hala,o yıllardan kalma izler ve o arkadaşların hayalleri içimde biyerlere düğümler atıyo hatırladıkça,şimdi böylesi üstü kapalı bahsedince ne yaşadınki onlarla diyebilirsiniz,
"öğretmen gelene kadar çantalarımız senin yerine oturacak zeynep,sende ayakta bekleyeceksin anladınmı"
bende uzun bi sessizlik:(bigün biri gelmese diğeri benimle canciğer kuzu sarması,üstelikte diğerini çekiştirerek,bense yine suspus,kaç kere denemek istedim onların sırasından başka biyere gitmeyi ama nereye gidebilirdimki,sonradan gelen bendim,herkes gruplu halde oturuyordu zaten,bi sınıfın serseri erkeklerinin olduğu küme vardı orasıda sanırım burdan daha iyi olamaz diye düşünürdüm,zeynep bana kopya göstereceksin dimi canım,zeynep bisküvini bana versene,bisküvi yemek istiyo canım,benim boyalarım almanyadan geldi bitmesinler,seninkini kullanıcam bu ders,aaa erhan kalemtraşını istedi bak kesin sana aşık bu çocuk,silgini ver,güsel silgiymiş artık benim oldu,canım sıkıldı resim çizicem defterinin ortasından bi sayfa yırttım,aa ayakkabıların nekadar demode,senin makyaj eşyaların bile yoktur şimdi,bilmezsin sen rimel ne demek,beden derslerinde önlüğünü çıkarıp eşorfman giymiyorsun fakirsiniz dimi siz,ondan önlükle duruyosun,...daha bunun gibi bissürü cümle,,
bigün hatta evimize bile gelmişlerdi,"aa koltukları nekadar eski dimi özge,hiç rahat diil,aa evet aysun ama onlar bizim gibi zengin diiller canım,biliyorsun bizim ayrı odamız var,üstelik dolabımızda 150 tanede kıyafetimiz var"demişlerdi.
hayatımda ikisinide tanımış olmaktan dolayı pişmanımdır,vede cümleleri,tavırlarıyla beni böylesine incitmelerine izin vermiş olmamadan dolayı da hep bi kızgınımdır kendime,iyi ki sizi ve sizin gibi insanları hala tanımıyorum,
(nereden nerelere gittim yazarken,ve kimlere dokundu kelimelerim,biras üzüldüm yine yazmak istemiyorum daha fazla:/
4 yorum:
insanın rotasını çocukluğu çiziyor bence. Büyüdüğünde olayların üstesinden mantığını kullanarak gelebiliyorsun. Ama çocukluk öyle değil işte...
çektiğin acıları yürekten hissediyorum... ama anasız, babasız, evsiz büyüyen çocukları görünce bu konulara üzülmek belkide onlara haksızlık oluyordur...
onları affet ve üzülen ruhunu üzüntünün ellerinden özgür bırak...
omuzlarımızda daha büyük ve önemli yükler var..
bence insan kendine acı veren herkesi hayatından çıkarmalıı bu sayfayıı bile kirlettiler baksana içim bir garip oldu okurkenn. sevgiler zeynep yüreğinin güzelliğindeki insanlarla karşılaşman dilegimle pervincimi öpüyorum.
ay çok sinir oldum okurken yaaa:(
tamam onlar da senin gibi çocuktu o zamanlar ama çok kızdım ben nedense büyüklermiş gibi. inşallah büyüdüklerinde o çirkin davranışları bırakmışlardır. teyze kızınla görüşüyor musun?
of içim bi hoş oldu heeee, sinir oldum. ne kadar üzmüşler seni. canım arkadaşım benim.
Yorum Gönder