Çarşamba, Kasım 19, 2008

Evlilik ve Aşk


Pırıl pırıl ütülü giysili,
misler gibi parfüm kokulu,
saçları taralı,
dişleri fırçalanmış
adam yada kadını sevmek kolaydır.
Aslında aşk, aynı insanı, sabahın köründe uykudan uyandırdığındaki en sinirli hali ile de kabul edebilmek, aynı tuvaleti bir dakika arayla kullanabilmek, diz yapmış pijamalarıyla kanepede yastıklara sarılıp sızmışken bile şefkatle okşayabilmektir.
Buna katlanamayanlar zaten aşık değillerdir.Bu durumda evlilik; hoşlandığın insana karşı olan duygularını öldürüyor denilebilir…
Zira aşıksan, aynı havayı solumak bile zevk verir, hep beraber olmak istersin, banyodan gelen su sesi bile onun evde olduğunun işaretidir ve huzur verir.
Ütülediğin gömleğin ona ne kadar çok yakışacağını düşünürsün…
Pişirdiğin yemeği ne çok seveceğini hayal edersin.On tane ayakkabısı varken, onbirinciye sahip olmakla mutlu olacak diye, istediğin gömleği satın almaktan vazgeçersin.
Zamanla almaktan çok birşeyler vermekten mutluluk duyduğunu keşfedersin.
Eğer kadın evlilikte ikinize yemek pişirecek, dolabı düzenleyip ütüyü yapacak bir anne olarak görülüyorsa, o kadının saçlarının hiç yağlanmadığını ve adamın geceleri terlemediği düşünülüyorsa, asla kavga edilmeyecek ve lavabo tamir edilirken dahi gülüşüp öpüşülecek zannediliyorsa zaten beklenti bir evlilik değil, bir Amerikan filminde karakterlerden biri olmaktır,,
Bu hayallerle yola çıkıldığında, damat ilk gece gelinin saçlarından onlarca firkete sökmeye çalıştığında, gelin ise damat firketelerini çıkaramayıp kuaföre söylendiğinde zaten evlilik sandıkları şey çatırdamaya başlayacaktır.
Evlilik, sadece aşk değildir
Evlilik; ev arkadaşlığı, sırdaşlık, ortak hesaba sahip mudilik, ayrı kökenlerin birleşmesi, başı hatırlanmayan bir akrabalık ilişkisidir.
Aşk bu ilişkide tutkuyu sağlar ama
tek başına
ayakta tutamaz…
Aşıksanız ateşli sevişmeler yaşarsınız,ama kış akşamları evde bişeyler içip geyik yapamayabilirsiniz.
Aşk evlilikte gider gelir.
Halıya kola döktüğünde aşk biter.
Ama o, halıyı temizleyebilirse
gene aşık olunur.
O aradaki sinir evresini aşabilenler,
ellinci yıla kadeh kaldıranlardır.
Tahammül edemeyenler ise ikinci evlilikten sonra artık evliliğin yalan olduğuna inanacaklardır.
Zafer,
direnenlerin
olur.

(Can Dündar)

Hiç yorum yok: