Perşembe, Ekim 16, 2008

kördüğümlerce laflar yazmak yerine tek şey..

yazılıp yazılıp silinen yazılar vardır hani,yazdığın bi türlü içine sinmez sanki eksiktir,yarımdır,yanlış yere yazılmıştır gibi gelir ve yazmaya başlamışta olsanız eliniz yazdığınız kelimeleri silmekte terettüt bile etmeden yokoluvermiştir,
işte bugün üzerimde böyle tarifsiz bi durum var diyebilirim,ne yazsam nelerden bahsetsem içime sindiremiyorum,yazdıklarım içimdekileri boşaltıp rahatlamama vesile olmuyolar,


  1. ayrıntılarla uğraşıp kendimi mutsuz etmekten ne zaman yorulucam bilmiyorum,ama yalnız olmadığımı öğrendim dün haticecim vesilesiyle,sağolsun:D

  2. dünde bugünden pek farklı olmayan bir benle eve yürürken adamın biri hağut huuğt tüüü diyiverdi önüme :(,zaten bulanıp bulanmamakta kararsız olan bi mideyle çıkmıştım işyerinden,adamın sergilediği görüntü yetti yani diyebilirim,

  3. akşamları eşim geç geliyo bikaç gündür,(yemeklerde yalnızım yani ama yalnızken yemek yemekten hoşlanmadığıma abur cubur yiyorum bu aralar),yinede armızda kalsın eşim duymasın üzülür sonra aç kalıyorum felan diye:),

  4. geçenlerdeki fırtınada sanırım uydunun kablosu çıkmış hiç bi kanal sinyal vermiyo,benim gibi servis dışı kalmak istedi sanırım biras canı:D gerçi eşimle beraberken hemen hemen hiç tv seyretmeyiz o nedenle pek etkilemiyo bizi tv nin çalışmaması,ama onu beklerken umutsuz ev kadınlarınıda seyredebilirdim belki:D

  5. neyse(bi yazıda nekadar çok "neyse" varsa o kadar boş olurmuş yaz,sanırım boş bi yazı yazdım bende,bu son neysemi okuyunca:D

  6. eltimlerle koçtaşa gittik geçen akşamlardan birinde,o kadar şey beğendim,cebimde ki parasızlığımla,sonra gözüm kalmasın diyede bazı reyonları çabucak geçtim,sonuçta nemi aldım(bazamın altını ve salondaki gömme dolabı işgal eden dokuz tane yorganımı bi o kadarda yastığımı bi ümit büzüştürürüm diye "vakum torbası" aldım(indirimdeydi bayağı:)eve gelince eşimle pervine en uzak odaya gidip denedik bu torbaları,gecenin bi yarısı elektrik süpürgesini açtık,bu kötü oldu tabi ama(kim yaptıysa bu buluşu harbi sivri zekaymış dedim içimden, eşimle de gül gül bi hal olduk karnıma ağrılar bile girdi(bu şeyler büzüşünce komik bi hal alıyolar bi ara resimlerini eklerim belki:)

  7. sonra gazetelerden takip ettiğim haberlerden gıcık olduğum meseleler var ama siyaset konuşmayı gerçekten istemiyorum şimdi bu saatte(genelde erken saatlerde güsel oluyo ama:D

  8. velhasıl güsel elisiam ,kafam ortaköy kumpir'inin içi gibi son iki gündür,kimselere diyemediğim daha doğrusu denilcek bişeyinde olmadığı ayrıntı meselerle boğuşuyorum,ve şuan itibariyle "yoruldum".

24 saat kafama mesai yaptırıp düşündürmek ayrıntıları,yıpratıyo insanı,bende herkes kadar,bi parça geniş olmak istiyorum bu düşünce meselesinde,(genel olarak çoğu şeyde genişimdir aslında,eşim bilir:Du uzun yazıyı bitirmeden önce yazılabilecek en alakasız bi kısa hikayeyle devam etmek istiyorum,(birden aklıma geliverdi sonra ekliyim desemde kesin unutur giderim:)
not:sıkılmadan bu kelimeye kadar okuyan yüreklere sevgiler,sağolun iyiki varsınız,,
hikaye:
Anlatılır…Kays,gezinir sokaklarında Bağdat’ın, mecnun misali…
Bir adamla karşılaşır. Adam yazı yazmaktadır duvara.
“LEYLA U MECNUN”…
Şaşırır Mecnun. Yanaşır adamın ve duvarın yanına.
Sorar adama ne yapmaktasın diye.
Adam: Bunların aşkı öyle büyük ki yazmak istedim der, duvara.
Yerdeki duran başka bir fırça ile duvara yazılı adını siler.
Adam şaşırır. Sorar adam mecnuna, ne yapmak istediğini?
Mecnun yine aynı mecnun, verir cevabını :
Aşk’ın içinde mecnun olmadı hiç. Aşk hep LEYLA idi….

*(yukardaki resim tuğba arkadaşımdan alıntıdır)

1 yorum:

Haccecan dedi ki...

Bu ruh halinde yalnız olmadığını bilmek seni rahatlatacak biliyorum. Yalnız değilsinnnnn. Bütün bayanlar bu ruh halini yaşar, o yüzden doya doya, hakkını vererek yaşa, gerisinide boşver... Bu konuyla ilgili bir yazı yayınlacağım bu gün... Oku, ayrıca bloğuma bakıp, ödülünüde al lütfen, bana ağır geldi :)))