Cuma, Nisan 18, 2008

kıskançlığım


günaydınlar ünzile hanım kardeşim,bugün seninle paylaşmak istediğim bi yazı var aklımda,aslında günler öncesinden içime düşmüş bi kurt gibi kemiren beni,öyle uzun uzadıya tarifler edip klasik cümleler eşliğinde yüzeysel tanımlar falan etmeyeceğim sana,sadece bu konunun bana bakan yönünü yazacağım,şimdi bukadar lafı dolandırdın hadi de artık neymiş buda böyle diyebilirsin,aslında evet lafı derelere götürüpte getirdim doğru söylüyorsun ama demeside öyle kolay değil insanın,herneyse "KISKANÇLIK"arkadaşım.ben yıllardır öyle fazla kıskanç felan olduğumu hiç düşünmemişimdir,ama bu son günlerde eşimi çok fazla kıskandığımı farkediyorum bunu ne ona nede bi başkasına yansıtmadım lakin içimi alev alev ediyor bazen,ona güveniyorum ama kalbime şu resimdeki gibi batıp batıp çıkan iğne misali acı veren kıskançlıktan arınamıyorum işte,mesela şu işyerlerinde çalışan kızdan bile kıskanıyorum onu,helede akşamları yolunun üzeri olması hasebiyle her akşam evine bırakışı,bi 10 dakikada olsa beraber yol almaları,muhabbetleri,eşim her nekadar ona küçük bir kız gözüylede baksa 22 yaşında bi genç kız,ve ne biliyim işte düşüncesi bile üzmeye yetiyor beni,bunları bitek sana yazabiliyorum,çünkü başka kimselere itiraf edemem,hele eşime böyle bişeyden asla bahsedemem,bana çok kuruntulu olduğumdan bahsedip bi alay laf söyler bide surat yapar,üstelik aklında böyle bişii yoksa bile aklına getirmiş olurum üstelikte:( ama geçen bi laf arası onunda beni kıskandığını öğrenmek biras olsun rahatlatmadı içimi desem yalan olur,...neyse...
ünzile,sırdaşım sağlıcakla kal emi,şimdilik ben gitmeliyim...

Hiç yorum yok: