Çarşamba, Haziran 22, 2011

haziranın yirmiikisi,yalnızlar tiyatrosun da tek kişilik oyun var.

bu kaçıncı doğum günüm,
kimselere belli etmeden içimdeki hayal kırıklıklarıyla geçirdiğim,şimdi tam hesabını çıkaramıycam arkadaşım..
yıllardır aynı hatayı yaparmı insan?diye bi soru sorsalar uluorta,
yalansız vede çekinmeden bi parçada utanarak belki,kısık bi sesle evet çıkardı benden bu soruya karşılık,
neden? diye devam eden bi soru gelmesin aman ha devamında..
//
aynı hataları yapıp,hatalardan ders almadan yine aynı adımların izinde bulmak kendimi 30. yaş günümde de,,
belki sevdiklerinden ilgi beklemek,yada belirsiz bi beklenti içinde olmak size göre masumane,hatta hiçbir şekilde hata olarak adlandırılamaz bişey olabilir,
oysa benim lugatımda yılların tecrübesiyle,her ne kadar aynı beklentiler ve devamında süregelen hayal kırıklıklarını yaşıyorda olsam,
adı tamda bu hissettiklerimin.."hata"..
yine bi doğum günümde daha kimselerin farketmediği kadar yalnızım,
kimselerin göremediği kadar kırılmış içim,
ve boynu bükük,camdan bi terazinin boş kefelerinde sevgi kırıntıları bulabilme umudunu taşıyorum hala garip bi şekilde,
ne eşim,
ne dostlarım,
ne arkadaşlarım,nede hiçbişekilde hayatıma teğet geçmeseler bile kendime yakın bulduklarım,,
eski yaşımın bitmesine üç beş saat kala yalnızlığımın şahidi şu bikaç satır dili kırık cümleler,
ve bilgisayarımda kaçıncı kez dinlediğimi bilmediğim rahmetli kazım koyuncunun şarkısı "TSİRA"..
insan gerçekten yalnız geliyor ,yalnız gidiyormuş şu dünyadan bilirdim de, bişey daha öğrendim ki bugün;
hayatı boyunca koca bir kalabalığın içinde olsa da,
meğer yalnız da yaşıyormuş hayatı hiç görünmediği kadar,,
yok yok bu doğum günümde gözyaşı yok,
artık bi parça olsun büyük yaşların rollerine hazır olmak gerek,
//
(onca yazı yazdım,hayret);içimdeki çocuk kalan yanların hepten sesi kısılmış olmalı,
uzun zamandır muhalefet etmiyor bana,
hayret >_<

Hiç yorum yok: