Cumartesi, Ocak 16, 2010

Kahve dediniz de...

Bir grup kariyer yolunda ilerleyen yeni mezun, eski universitelerindeki profesorlerini ziyaret icin biraraya gelirler. Sohbet, sonunda isin ve hayatin stresinden sikayetlenmeye doner.
Misafirlerine kahve ikram etmek isteyen profesor mutfaga gider
ve yaninda buyuk bir termos icinde kahve ve porselen, plastik, cam, kristal olmak uzere degisik tarzda ve ucuz gorunenden, pahali ve hatta cok ozel olanlarina kadar degisik kahve bardaklari ile gelir.

Herkes bir bardak secince, profesor soyle soyler:

Farkettiyseniz, tum pahali gorunen bardaklar alindi ve geriye ucuz gorunumlu,
sade bardaklar kaldi. Kendiniz icin en iyi olani istemeniz normal olsa da, bu sizin stresinizin ve problemlerinizin kaynagi aslinda. Emin olun ki, bardagin kendisi kahvenin kalitesine hic bir sey katmaz. Cogu zaman, sadece daha pahalidir ve hatta bazi durumlarda da ictigimizi saklar. Hepinizin aslinda istedigi kahveydi, bardak degil, ama bilincli olarak
en iyi bardaklara yoneldiniz ve sonra birbirinizin bardagina bakmaya basladiniz.
Sunu bir dusunun: Hayat kahvedir. Is, para ve toplumdaki konumunuz da bardaklar.

Onlar hayati tutmak icin sadece araclardir ve sectigimiz bardak yasadigimiz hayatin kalitesini belirlemedigi gibi degistirmez de.
Bazen sadece bardaga odaklanarak Tanrinin sundugu kahvenin tadini cikarmayi unuturuz.

Kahvenizin tadina varin!

En mutlu insanlar her seyin en iyisine sahip degildirler.
Sadece her seyin en iyi sekilde tadini cikartirlar.

Basit yasayin. Cömertce sevin.
Birbirinize derinden itina gosterin..

Nazik olun.

Hiç yorum yok: